Ana içeriğe atla

Dijital Pazarlama inanılmaz bir hızla gelişiyor

Dijital pazarlama artık uzun bir dönemdir kurumlarda pazarlama birimlerinin ana silahlarından birine dönüşmüş durumda. Kısa ve net bir tanım olarak, dijital pazarlama mümkün olan tüm dijital kanal ve aletleri kullanan verimli bir pazarlama yöntemidir. Bu kanalların en önemlileri, internet medya kanalları, mobil platformlar ve sosyal ağlardır. Dijital pazarlama aynı zamanda web pazarlama, e-marketing, e-pazarlama, online pazarlama ve internet pazarlama olarak adlandırılmaktadır.
Modern dijital pazarlama inanılmaz bir hızla gelişiyor şöyle ki, 2015 yılında, online reklam pazarında %13’lük bir büyümenin görüldüğü Avrupa’da dijital reklamlar ilk defa TV reklamlarını geride bıraktı. Böylece dijital, kıtadaki en büyük reklam mecrası haline geldi.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 27 Avrupa ülkesinde yapılan araştırma, dijital pazarlama sektörünün 25 ülkede büyümeye devam ettiğini gösterdi. Türkiye, dijital pazarlama hacminde Avrupa’da 14. sırada yer alıyor. Avrupa ortalamasının üzerinde olduğu dijital pazar büyüme oranında ise %19 ile 7. sırada. Uzun bir süredir ilk defa, hiçbir pazar %30 büyümenin üzerine çıkamadı. Bu da son yıllarda hızlı bir yükselişte olan dijital pazarlama sektörünün özellikle bazı gelişmiş ülkelerde olgunluk evresine yaklaşmakta olduğunu gösteriyor. Mobil reklamlar, Avrupa dijital pazarındaki reklam formatları arasında en fazla büyüme oranına sahip.
Y ve Z kuşağı olarak adlandırılan ve hayatlarını bilgisayar, tablet, akıllı telefon ve yeni nesil aygıtlara bakarak geçiren yeni bir müşteri segment’inin ortaya çıkması dijital pazarlamanın kısa zamanda gelişmesine sebep oldu. Diğer taraftan dijital pazarlama kanallarının gelişmesiyle hedef kitlenin belirlene bilmesi, reklam bütçelerinin etkili ölçümlenebilmesi gibi birçok çok işlevli dijital pazarlama aletleri markaların kullanımına sunuldu. 
Rafiq Şahverdiyev, Aralık 2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Betul Mardin ile Halkla İlişkiler

Eğitimin Kapsamı ve Hedefi Halkla ilişkiler alanında dinamiklerin yeniden tanımlandığı günümüzde, doğru, tutarlı ve sürdürülebilir iletişim kurup sesini duyurmak tüm kurum, marka ve organizasyonların temel ihtiyacı. Halkla ilişkiler ve iletişime dair yenilik ve kuralları bilmenin tüm bireyler ve markalar için vazgeçilmez hale geldiği günümüz rekabet ortamında, gerek ürün gerekse hizmet sektöründe; kamuoyu, hedef kitle ve çözüm ortaklarıyla iletişim halinde olmak ve bu iletişimi doğru kurmak tüm markalar ve bireyler için aynı zamanda bir zorunluluk. Halkla ilişkiler alanındaki kurallar ve yeniliklerin tanımlanarak anlatıldığı bu programda, halkla ilişkilerin duayeni Betûl Mardin’in deneyimleri ve iş dünyasının çağdaş halkla ilişkiler ve iletişim tekniklerini geçmişin deneyimleriyle bugünün ışığında dinleyeceksiniz. Kimler Katılabilir Küçük ve orta ölçekli firma sahipleri Kariyerine İletişim sektöründe devam etmek isteyenler İletişim sektörü profesyonelleri İleti

Simon Sinek: Mükemmel liderler bir harekete nasıl ilham verirler

Simon Sinek'in altın çember ve sorusu "Niçin" ile başlayan basit fakat güçlü bir ilham verici liderlik modeli var. Onun verdiği örnekler 'Apple', 'Martin Luther King', ve 'Wright' Kardeşleri kapsamakta — ve karşıt olarak da zor günler geçiriyor gibi gözüken Tivo. (yakın geçmişte kazandığı mahkeme ile borsa değerlerini üçe katladı.)

KAHNEMAN-TVERSKY BEKLENTİ TEORİSİ nedir?

Kahneman ve Tversky Ekonomi literatüründe neo-klasik döneme kadar ekonomi ve psikoloji bilimleri arasındaki bağ göz ardı edilerek, insanın salt rasyonel kararlar alan bir varlık olduğu ifade edilmiştir. Ancak son otuz yıllık dönemde insanların, ekonomik kararlar alırken psikolojiye ilişkin çeşitli faktörlerden de etkilendiğini savunan “Davranışsal Yaklaşım”, farklı bir bakış ortaya koymuştur. Bu yaklaşımın öncüleri, D. Kahneman ve A. Tversky belirsizlik ortamında karar alan bireylerin davranışlarını incelemiş ve insanların, riskten kaçınma eğilimlerinin kazanma isteklerine galip geldiğini ve her zaman rasyonel davranışlar sergileyemediklerini ileri sürmüşlerdir. Yapmış oldukları birçok deneysel çalışma ile kayıpların verdiği acının, kazançların verdiği tatminden iki kat daha fazla olduğunu tespit etmişlerdir.