Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İletişimci değil işsiz yetiştiriliyor

Halkla İlişkiler, günümüzün parlayan ama ışığının ülkemize biraz geç geldiği iletişimin gücü. Kısa süre önce mezun olmama rağmen aldığım eğitimle yaşadığım iş hayatı birbirinden uzak iklimlere sahip. Nedir bu teorik bilgiye diretmek anlamış değilim bir insana ağacı anlatarak öğretmek, suyu sözlerle anlatmak? Beş duyu organının sadece ikisine hitap eden bu yapınınn ne kadar verimli olduğu düşünülürse işte sıkıntılar o zaman başlıyor.  Günümüz üniversite öğrencilerinin en birincil kaygısı iş bulamama korkusu ve işsiz geçen süreçler. Nereden başlamalıyım? Nasıl başlamalıyım? Ne yapmalıyım?... Bu sorular her öğrencinin kafasında defalarca dönmekte eminim. Değinmek istediğim nokta üniversitenin mesleği öğretmesi gerektiği ancak teorinin içerisinde çırpınan gençlerin her dersi kopya ile geçmeye çalışarak teorik bilgileri aşılması gereken bir engel olarak gördüğüdür. Kağıt üstünde teorik bilgiler -olması gereken de budur aslında- üniversitenin 1. ve 2. yıllarında verilir; 3. ve 4

Satış ve Pazarlama arasında fark varmıdır?

Satış sadece ortada bir ürün varsa başlaya bilir. Demek ki, önce pazarlamanın piyasaya göre hareket edip yeni talepleri araştırması ve ortaya bir ürün çıkarması gerekiyor. Yani pazarlama faaliyetleri daha ortada ürün yokken, satıştan çok önce başlıyor. Diğer taraftan pazarlama çok iyi bir ürün çıkarmış olsa bile, bu ürünler çoğu zaman satış çabalarına muhtaçtır. Çünki piyasada alternatifsiz olan çok az ürün vardır. Yani satışsız pazarlama, Pazarlamasız satış olmaz. Pazarlamayla satış dendiğinde aklınıza ilk Yin ve Yang gelsin!