Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

“Çocuğunuzu kaça satarsınız?”

Ünlü düşünür Dan Ariely'nin "What makes us feel good about our work?" isimli TED konuşmasının transkriptini bilgilerinize sunarız: Bugün biraz iş gücü ve çalışma hakkında konuşmak istiyorum. İnsanların nasıl çalıştığını düşündüğümüzde, sahip olduğumuz saf sezgi insanların bir labirent içinde fareler gibi olduğu ve tüm ilgilendiklerinin para olduğudur. Ve biz insanlara para verdiğimiz an, onları o şekilde veya bu şekilde çalışmaya yönlendirebiliriz. Bu yüzden bankacılara ikramiye verip değişik yollarla ödeme yaparız. Ve biz gerçekten insanların çalışma sebebi ve iş gücü piyasasının neye benzediği hakkında bu inanılmaz basit görüşe sahibiz. Aynı zamanda, eğer bunun hakkında düşünürsek, etrafımızda her türlü garip davranışın olduğunu görüyoruz. Dağ tırmanışı ve dağcılık gibi şeyleri düşünün. Eğer dağ tırmanışı yapan, zorlu dağlara tırmanan insanların kitaplarını okuyorsanız, bu kitapların sevinç ve mutluluk anlarıyla dolu olduğunu mu düşünüyorsunuz? Hayır, onlar sef

Betul Mardin ile Halkla İlişkiler

Eğitimin Kapsamı ve Hedefi Halkla ilişkiler alanında dinamiklerin yeniden tanımlandığı günümüzde, doğru, tutarlı ve sürdürülebilir iletişim kurup sesini duyurmak tüm kurum, marka ve organizasyonların temel ihtiyacı. Halkla ilişkiler ve iletişime dair yenilik ve kuralları bilmenin tüm bireyler ve markalar için vazgeçilmez hale geldiği günümüz rekabet ortamında, gerek ürün gerekse hizmet sektöründe; kamuoyu, hedef kitle ve çözüm ortaklarıyla iletişim halinde olmak ve bu iletişimi doğru kurmak tüm markalar ve bireyler için aynı zamanda bir zorunluluk. Halkla ilişkiler alanındaki kurallar ve yeniliklerin tanımlanarak anlatıldığı bu programda, halkla ilişkilerin duayeni Betûl Mardin’in deneyimleri ve iş dünyasının çağdaş halkla ilişkiler ve iletişim tekniklerini geçmişin deneyimleriyle bugünün ışığında dinleyeceksiniz. Kimler Katılabilir Küçük ve orta ölçekli firma sahipleri Kariyerine İletişim sektöründe devam etmek isteyenler İletişim sektörü profesyonelleri İleti

Zamanı Kullanma Becerisi

Kişinin öğrenmeye yeterince zaman ayırması demektir. Bazı konuları bir saatte, bazı konuları on dakikada öğrenmeniz mümkün. Bu durum, konunun özelliğinden ve sizin sahip olduğunuz önceki öğrenme yaşantılarınızdan kaynaklanır. Ayrıca aynı konuyu bazı öğrenciler 1 saatte, bazıları 45 dakikada, bazıları ise 20 dakikada öğrenebilir. Bu tamamen bireysel farklılıklarla açıklanabilir. Zamanı verimli kullanmak, sadece konuyu öğrenmek için ayrılan süreyi ifade etmez. Hangi zaman aralığının, konuyu öğrenmek için ayrıldığı da önemlidir. Zor ve karmaşık bir konu için günün son saatlerini ayırmak öğrenmeyi güçleştirir. Kolay ve sade konuları günün son saatlerinde, karmaşık ve zor konuları günün ilk saatlerinde zihin dinç iken çalışmak öğrenmeyi kolaylaştırır. Kaynak Bilgi http://www.birey.com/haber_detay?go=XVWmVg%3D%3D Resim http://m.c.lnkd.licdn.com/mpr/mpr/AAEAAQAAAAAAAAMIAAAAJGE0NmZiZjc5LTEzN2YtNGE0OC04YjNlLWU5YmIzNGU1MGQ1OQ.jpg

Başarılı Öğrenmenin Basit Formülü

Sınav ve okul başarısını etkileyen fizyolojik, sosyo-kültürel, ekonomik ve psikolojik birçok faktör olabilir. Birçok öğrenci zamanının çoğunu ders çalışmaya ayırdığı halde başarısız olmaktan yakınır. Oysaki başarı, çalışmaya ayrılan sürenin uzunluğu ile değil, ayrılan sürenin nitelikli olarak kullanılmasıyla ilgilidir. Ders çalışmak için ayrılan sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve verim alınması için bireyin duygusal olarak ders çalışmaya hazır ve istekli olması, öğrenmenin genel prensiplerini bilmesi, çalışacağı konuya uygun teknik geliştirebilmesi ve buna uygun hareket etmesiyle mümkündür. Kaynak http://www.birey.com/haber_detay?go=XVWmVg%3D%3D

Öğrenmeyi öğrendinizmi?

Sınav başarısı dediğimiz şey, aslında birbirinden farklı derslerin ve bu derslere ait içeriklerin iyi öğrenilmesine dayanıyor. Sınavda karşımıza birtakım sorular çıkıyor ve bu sorulara verdiğimiz yanıtlara bakarak öğrenme düzeyimiz belirleniyor. Öğrenme düzeyimiz, bir yükseköğretim programının puanı için yeterli görülüyor ise ve tercihlerimizde puanımızın yeteceği bölüme yer verdiyseniz kontenjanlar ölçüsünde o bölümde okumaya hak kazanıyorsunuz. Sınavdan önce birçok öğrenci kendisine “Yeterince çalıştım mı?” arkadaşlarına ise “Çalıştın mı?” sorusunu yöneltir. Sınavdan sonra ise genelde “Çok çalışmıştım; ama olmadı…” yorumu yapılır. Bu yorum sınava hazırlanan adayın “öğrenmeyi bilmediğini” gösterir. Çünkü öğrenmek ile çalışmak birbirinden farklı anlamlar içerir. Bireyin, çalıştığı halde öğrenemediği konular olabileceği gibi çalışmadan da öğrenebileceği konular bulunabilir. O zaman öncelikle bir kişinin kendisine sorması gereken soru: “Ben öğrendim mi?” olmalıdır. Bu so