Bazen sadece tasarım üzerinde küçük bir değişikliğe gidilirken bazen ise logo, marka ismi, yeni yenklere kadar markayı baştan aşağı değiştirmek durumunda kalabiliyorsunuz. Işte o zaman uykusuz geceler, beyin fırtınaları başlar. :)
Eğer sizde yeniden markalaşma, imaj değişikliğine gitmek istiyorsanız yolun en aşağısına inmek ve tekrardan yolu çıkmak zorunda kalmanız gerekebileceğini unutmayın.
Şimdi yoldan çıkmamanızı sağlayacak bazı örnekler vereceğim. 3 önemli markadan 3 önemli örnek vereceğim. Kimi başarılı olurken kimi o kadar da başarılı olamadı. Umarım bazı dersler çıkarırısınız.
Kesin olan şeyleri karmaşık hale getirmeyin.
“Kesin şeyler” darken markanın kimliğini açık bir şekilde ortaya koyan ve milyonların hafızasında yer edinmiş olanları değiştirmeye yönelik adımlar atmaya gerek yoktur demek istiyorum.
Perakende satış yapan GAP markasından söz edecek olursak aşağıda göstermiş olduğum logolar üzerinden gidelim.
Yaptıkları bir diğer değişiklik ise yazı fontunda yapılan değişiklik idi. Daha önce ince ve uzun bir yazı karakteri kullanan GAP, daha koyu ve sadece “G” harfinin büyük olduğu bir hal almıştı.
Eminim ki GAP adına bu yeni logoyu yapan uyanıklar çok büyük temenniler içerisindeydiler ama umdukları olmadı maalesef. Ve bir sabah aniden logo web sayfasının tepesinde yerini alınca herkes olumsuz yorumlarda, eleştirilerde bulundu.
Logo bir sabah aniden, sesizce yerini almıştı.
İşin daha acı kısmı ise bir hafta sonra web sitesine bakanlar logonun aniden ortadan kaybolduğunu gördüler. Dar bir pantolonun cebinde kaybolan bir madeni para gibi demek, pek de abartılı olmaz bu ani değişiklik için. GAP bu büyük felaket için herkesten özür diledi. Yanlış yolda ilerlediklerini dile getirdi. Online takipçileri ile bu konuda görüş alışverişi etmedikleri için hatalı oldukalarını dile getirdi.
Bugün, GAP için söyleyebileceklerim ise hatadan çabuk dönmüş oldukları ve doğru yolda ilerledikleridir. Logo tasarımı üzerinde çok oynamayıp arkaplanın açık veya kapalı olmasına gore logosunun görünürlüğünü arttıran bir logo ile yola devam ediyorlar.
Hafif dokunuşlar yapın.
2011 yılında Sturbucks ustaca dokunulmuş ve iyi uygulanmış bir değişiklikle logosunda birkaç ufak değişikliğe gitti. Değişiklikler o kadar ustaca işlenmişti ki çoğu insan fark etmemiştir bile.
Logoda yapılan en büyük değişiklik büyük yeşil yüzüğün artık olmayışıydı. Ama doğal ikonik yeşil hala duruyordu ve Siren figürü için arka plan olarak kullanılmıştı. (Siren, Starbucks logosunda var olan kadın figürünün mitolojideki adıdır bu arada.)
Starbucks CEO’su Howard Schultz, “amacımız sadece logoyu yenilemek değil ayrıca Siren’i özgürleştirip daha artistik bir duruş sergilemesini sağlamak” diye açıklıyordu değişikliği. (Ne kadar da artistik)
Imaj değişikliği ile alaklı tüm işlemler bittiğinde halktan herhangi bir yaygara kopmadı veya sosyal medyadan bir tepki doğmadı. Neden mi? Starbucks işi basit tuttu. Zaten var olanın üzerinde basit ama etkileyici değişiklikler yaptı. Amerika’yı yeniden keşfetmeden işini temiz bir şekilde halletti.
Kendi işaretini koy.
Dünyanın bazı noktalarında ismi duyulmamış olsa bile Vodafone şu an dünyanın en büyük üçüncü telekomünikasyon şirketi olarak yerini alıyor. Londra temelli şirket daha önce de imaj değişikliğine gittiği için bu işe yabancı değil.
Nereden nereye geldiklerine ve logo üzerinde nasıl değişiklikler yaptıklarına baktığınızda üzerinde çok da konuşulacak birşey olmadığını söyleyebilirim. Sil baştan yeni bir logo yaparak işe kendi damgalarını vurmuş gibiler.
2013’te bir değişikliğe daha giden marka Vodafone yazısını logodan kaldırdı. Ayrıca site de tasarım değişikliğine giderek modern bir havaya kavuştu.
Vodafone’nin dönüşümüne baktığımız zaman büyük ve kalabalık bir logodan basit ama kendi imzalarını taşıyan bir noktaya geldiklerini rahatlıkla görebiliriz.
kaynak
Alparslan Demir
http://sosyalmedya.co/gap-starbucks-vodafone-imaj-degisikligine-giden-3-markadan-3-onemli-ders/
Yorumlar
Yorum Gönder